27 Aralık 2016 Salı

ÇERİ RESTORAN BAFA GÖLÜ / MUĞLA


Bodrum civarına yolunuz düştüyse, eğer bir de kuzeyden geliyorsanız yüzde yüz buradan geçmiş, görmüş, belki burun kıvırıp yolunuza devam etmişsinizdir. Normaldir hak veririm ama yazık olmuş.

 Bir dahaki seferi kaçırmayın uğrayın derim ki buraya uğramanın saati yok. Sabah saatlerinde kahvaltı , akşam saatlerinde balık. İkisini de denemenizi tavsiye ederim. 

Bodruma doğru giderken solunuzda kalan masmavi göl var ya. İşte orası Bafa Gölü. Biliyorum tabii ki biliyorsunuz ama ben yine de hatırlatayım istedim. Gölü gördükten az sonra göl kenarında dizilmiş bir kaç restoranı göreceksiniz. İlk olanları dümdüz geçin çünkü fiyat/performans oranı oldukça yüksek. İnanamadığınız kadar kötü bir şeye inanamadığınız kadar yüksek ücretler verebilirsiniz ki ben bunu da deneyimledim. 

Az ilerde Çeri Restoran tabelasını göreceksiniz zaten. Diğer yerler gibi gölün kenarında iskele üzerinde masalar konumlanmış. Kapalı yeri de var ama göl manzarası için içeride oturmak istemeyeceksiniz. Çünkü gölde yüzen ördeklerle de, yüzen yılan balıklarıyla da karşılaşacaksınız. 

Eğer sabah saatlerinde uğradıysanız hemen güneş vurmayan ve eğer varsa ( yaz günlerinde imkansıza yakın ) göl kenarında bir masa bulun ve oturun.

Tek yapmanız gereken kişi sayısı vermek. Ardından yavaşça başlıyor zaten servis. Önce soğuklar geliyor ki hatırı sayılır çeşit var. Ardından sıcaklar. El açması börek ve sahanda lorlu yumurta buraya özgü çeşitler. Gerçekten de lezzetliler. 



Kalabalık bir grupla gittiyseniz. ( 4 kişi ve üzeri ) çayınız semaverde gelecektir. Ki tadı yol boyunca hatta belki tatil boyunca damağınızda kalır. 

Kahvaltı boyunca size sağdan soldan geçen ördekler eşlik ediyor olacaklar ki atılan ekmeklere göre yön değiştiriyorlar kendileri. 


Kahvaltı için yol değiştirilir, yol uzatılır, mola verilir ve kesinlikle buna değer. Fakat akşam yemekleri için aynı şey söylemek mümkün olmayabilir. 

Göle özgü yılan balığının her türlü reklamı yapılıyor. Girişteki tabela , masanızdaki servisler dahil. Buna bir şey demek mümkün değil. Olması gereken tam olarak da bu. Çünkü az bulunan, belki de çok az yerde yeme fırsatı bulunan bu lezzetli balığın bolluğu cazibeli bir hal olabiliyor. Yeter ki bunu kullanırken amaç sadece müşteriyi çekmek olmasın. 

Bu girişin sebebi tam olarak yılan balığı ile de alakalı değil aslında. Yılan balığına diyecek sözüm yok. 

Akşam yemeğinde balık yiyorsam, balığı sadece balık olarak yemeyen biriyim. Balık varsa yanında kaliteli, lezzetli mezeler olmazsa olmaz diyen biriyim. 1 porsiyon balığın yanında 10 porsiyon meze muhakkak masanın olmazsa olmazıdır. Bazen o kadar çeşidin arasından hangisini seçsem diye düşünürken bulurum kendimi. 

Balık menüde zenginlik sever, masada çeşit, içecekte keyif... diye uzar gider cümle. 

Sözün özü şu ; Çok lezzetli pişirilmiş yılan balığına diyecek söz yok. 


Yanında şefin tavsiyesiyle tercih ettiğim topan kefal boyutu sebebiyle ızgarada pişirilmesi zor ve ustalık isteyen bir balık. Ve Çeri Restoran bu ustalığa sahip olmayan bir ustaya sahip olsa gerek ki balığımın bir çok yeri çiğ geldi, tekrar tekrar ızgaraya gönderildi. Bu esnada da suyunu, lezzetini kaybetti. Yani biz çok lezzetli yılan balık ve yanında saman gibi olmuş topan kefal yedik. 

Aslında sadece de balık yedik. Alışılmış bir balık lokantasında balığını içeceğini söylersin, ardından da meze seçimi için dolabın yolunu tutarsın. Burada biz restoranı hazırlıksız yakalamış olacağız ki meze seçimi için dolabın yolunu tuttuğumuzda çirkin sürprizler bizi bekliyordu. 

Balığı ile övünen bir restoranda hazır, paketli, marketten alınmış mezeler kullanılmaz, kullanılmamalı. Yenecek en lezzetli balığı bile benim gibi masada çeşit ve zenginlik arayan biri için en keyifsiz hale getirebilir. 

3 çeşit paketli meze ile balık restoranı işletilemez , işletilmemeli. Eğer balık varsa, alkol de varsa bu durum geliştirilmeli diye düşünüyorum. Sonuçta gelinen yer sıradan bir balık ekmekçi değil. 

Yazıya çok iyi başlayıp bu kadar eleştiri ile bitirmek de içime sinmedi ama konu yemek, lezzet, damak tadı olunca okuyan herkese en doğru şekilde anlatılması gerektiğini düşünüyorum. 

Özetlemek gerekirse ; Eğer yolunuz gündüz saatlerinde düşerse kahvaltıyı kesinlikle deneyin, oturun gölün, manzaranın, doğanın keyfini çıkarın. Çünkü bizler birkaç yıla o güzelim gölü tamamen kirletip katletmiş oluruz. Kirlilik gün be gün artıyor. 

Ve eğer yolunuz akşam saatlerinde buraya düşerse, yeni lezzetlere açık, damak tadıma güvenirim diyorsanız. Oturun sadece yılan balığını yiyip yolunuza devam edin. Akşam saatlerinde göl manzarası da gündüz kadar iyi değil ne de olsa. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder