BOZBURUN - MARMARİS
Selimiye de bir kaç yazdır çok popüler tatil mekanlarından hakkını yemeyeceğim ama tatilden aradığınıza göre değişiyor alınan keyif. Zira son yıllardaki popülerliği Alaçatı gibi Bodrum gibi Gümüşlük gibi çok bozdu kanısındayım.
Bizim planımız tatilimizi Bozburun'da geçirip Selimiye'ye ufak bir gezi yapmaktı. İyi ki öyle de yapmışız.
Tatilden beklentiniz huzur, deniz, kum, güneş,sessizlikse emin olun fazlasını bulacaksınız. O kadar sessiz ki fazlası can sıkıntısı yaratabiliyor.
Bozburun tamamı sahil yolu üzerinde kurulu ufak bir köy. Köy balıkçılıkla geçiniyorken turizmi keşfedince butik otellere ve deniz taksiciliğe de yönelmişler.
Deniz taksi diyorum çünkü Marmaris kıyılarına mavi yolculuğa giden yat ve tekneleri kıyıya ulaştıran, ihtiyaçlarını gideren bir iş kolu istemeden de olsa oluşmuş.
Tüm oteller kara tarafında konumlanmış, sahil ve deniz için otellerin önündeki yolu geçiyorsunuz ve otele ait iskeleden koyu mavi denizle buluşabiliyorsunuz.
Bizim kaldığımız otel bahsettiğim sahil yolundaki Pembe Yunus Otel. İnternet adresi de Pembe Yunus Otel . Görsellerde de göreceksiniz şirin, romantik bir aile işletmesi.
Oteli buluyoruz ve odamıza yöneliyoruz. Lüks olmamakla birlikte konsept bir odayla karşılaşıyorum. Öyle ki odadaki herşey beyaz ve sade. Şansımıza giriş katı oda olduğu için deniz manzarası yoka yakındı. Odada TV yok, hiç öyle bir beklentiniz olmasın. Konsepte aykırı cevabı alıyorsunuz.
Odaya yerleşip denize hazırlanıyoruz. 10 adımda iskelede denize hazırız. İskelede şezlong yerine üzeri beyaz tülden örtülmüş yataklar mevcut. Ama biz gitmeden birkaç gün önce fırtına sebebiyle birçoğu yırtılmıştı.
Deniz keyfi güneş batana kadar devam edebilir. Çünkü deniz hep düz, temiz ve hafif serin.
Güneş batınca şezlongların olduğu iskelenin yan tarafı otel sahibinin zevkli eliyle birlikte restoran halini alıyor. Her masada muhakkak dokunuşu oluyor. Deniz kabuğu şeklinde salata tabağından tutun, masada ve etrafta yanan mumlar ve masanızın üzerindeki gül yaprakları. Özel bir gün kutlanmıyor çünkü burada her gün özel.
Güneş batınca iskelenin altından mavi suya vuran ışıkla birlikte atmosfer tamamen farklılaşıyor.
Not: Yukardaki resmi Booking.com dan aldım.
Otek konsepti yarım pansiyon şeklinde oda, kahvaltı ve akşam yemeği olarak geçiyor. Akşam yemeğine alkollü alkolsüz içecekler dahil edilmiyor. Buna da bir çözüm bulunmuş. İçeceğinizi söylüyorsunuz içmediğiniz kısmı için üzerine isim yazıp ertesi güne saklıyorlar.
Akşam yemeğinde balık yiyorsunuz tabii ki. Mutfaktan çıkan özel zeytinyağlı mezeler balığa eşlik ediyor. Tüm mezeler için lezzet tam not alabilir. Biz ilave olarak balığın yanında ahtapot ızgara istedik. Daha önce yediğimiz kurutulmuş ahtapottan tamamen farklı, taze ve yumuşak bir kıvamdaydı. Denizden aynı gün tutulup, masanızda yerini alabiliyor.
Yemeğin ardından kahvenizi dilerseniz otelin lobi yada kahvaltı bölümü gibi tasarlanan bahçesinde içebilirsiniz.
Eğer yok ben kahvemi deniz kenarında loş ışıkta içerim derseniz de aşağıdaki gibi gündüz denize girenlere ayrılmış bölümü de kullanabiliyorsunuz.
Bozburun'da gereğinden fazla kalmak insanı sıkabilir. O yüzden bir günü Selimiye'ye ayırdık ki o da bir diğer yazımda olacak.
Not: Bozburun için 3 gün ideal, 4. gün sıkılıyorsunuz.
Not: Teknede mavi tur yapanlar yüzünden tatilde dahi kendinizi aşırı fakir hissediyorsunuz.
Not: İstanbul'dan gelip, Ege kıyılarını bakir görenler yüzünden buralar da dejenere oluyor. Sahilde sıradan bir dondurmacı dondurmanın topu için 10 tl isteyebiliyor. ( Yurdum İstanbullu bunu ''hmm unutulmuş lezzetler'' diye nitelendirirken, biz ''aha yedik kazığı'' diyoruz. )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder